Şato nasıl yıkılıyor...

Şato nasıl yıkılıyor...

Gözlerini sıkıca kapatıp, neler olduğunu anlamaya çalışıyorsun. En son hatırladığın şey şatoda Bay Sartini'yi nakavt ettiğindi. Peki arkadaşların nerede? Hotele ne oldu? Tek görebildiğin kör edici beyaz parlak ışıklar..

Biraz dikilip, etrafına bakınıyorsun..parlak ışığı biraz olsun engelleyebilmek için elinle gözlerini kapamaya çalışıyorsun. Nerede olduğunu anladın- Habbo Hastanesindesin! Hemşire sana doğru yaklaşıyor, “ Ah, uyanmışsın. Fırtınada fena düşmüşsün.”
“Fırtına?!” Hemşireye şaşkınlıkla cevap veriyorsun.
“ Evet, ormandaki eski perili şato artık yok. Büyük bir patlamada yok oldu. Bir yıkıntıdan başka birşey değil artık. Kimse tam olarak ne olduğunu bilmiyor, ama bütün otel sarsıntıdan dolayı sallanıyordu. Gökyüzü de birkaç gün boyunca mosmordu.

“Birkaç gün mü?!” şaşkınlıktan tükürüklerine bile hakim olamıyorsun. Şaşkınlığın yüzünden arkadaşlarının perdenin arkasından sana baktığını farkedemiyorsun bile.
Hemşire, hepsini el hareketleriyle uzaklaştırıp, gözlerini deviriyor ve başka bir hastaya bakmak için uzaklaşıyor.

Arkadaşların yanına yaklaşıp, sana neler olduğunu anlatmaya çalışıyorlar. Sartini'nin nasıl büyüler söylediğini..ama ona kendi büyülerinle karşılık vererek, onu nasıl nakavt ettiğini. Ruhlar ona ve şatosuna saldırmaya başladı, yerler sarsıldı ve şato yıkılmaya başladı. Yıkıntılar üzerine düşünce, arkadaşların seni kurtarıp iyileşebileceğin güvenli bir yere taşıdılar.

Tarihi şato artık toz toprak ve moloz yığınından başka birşey değil ve Sartini'yi bir daha gören olmadı...
Bir Habboween'den de ustalık, kendini adama ve arkadaşlarının yardımı- onlara teşekkür etmeyi unutma- sayesinde yırttın..
Gelecek seneye kadar..

Habbo Personeli